30 Kasım 2012 Cuma

19. hafta-Kıpırtılar Tekmelere Terfi Etti


Acaba mı acaba mı diye tereddüt ettiğim o minik kıpırtılar sonunda şiddetli tekmelere dönüştü. 
Yüzümde şaşkınlık&heyecan&mutluluk kombosu bir gülümseme, eli sürekli göbeğinde bir acaip canlıyım artık.

Hamileliğin en muhteşem anını seçme girişiminde biraz fazla aceleci davrandığımı da anlamış oldum. Tamam sevgili pozitif test sonucu ve cinsiyeti öğrendiğimiz ultrason randevusunda bir ara görünen minik pipi, sizin yeriniz de ayrı ama bu tekmeler, ahhh o tekmeler

Hareketler ne zaman çoşuyor heyecandan takibi tam yapamadım ama, nar yedikten sonra, arabada Nil'in bu mudur şarkısına ben o çirkin sesimle eşlik ederken ve şirkette ciddi ciddi iş konuşan bir arkadaşı dinlerken tekmelerini savurduğuna göre sanırım kafasına estikçe takılıyor bizim oğlan. 

Çok acaip ya bizim oğlan diye birinden bahsediyorum, tekme filan diyorum, durun ben bi uyuyum uyanıyım bakıyım hala burdamıymışız biz.

25 Kasım 2012 Pazar

18. hafta


Nerdeyse yolun yarısına geldik ve bana bazen doğuma yıllar varmış gibi, bazen de ben daha hazırlıkları tamamlayamadan şıp diye vakit gelecekmiş gibi geliyor.

Cuma günü 4. doktor randevumuza gittik ve oğlumuzun gayet iyi olduğunu görüp rahat bir nefes aldık. Açıkçası bir sonraki ultrason randevusu bana hep çok uzak geliyor ve doktora gidip ekranda o hareketleri görene kadar içim pek rahat etmiyor. Bebek biraz daha büyüyüp, hareketlerini ben net bir şekilde hissedene kadar ultrason randevuları özlemi hep böyle şiddetli olacak sanırım. 

Hafta başı, biraz hafiflediğimi görüp panik olan ben tabiki doktor randevusuna kadar vermiş göründüğümü misliyle yerine koyduğumdan, doktordan yine bir uyarı aldım. Tamam ilk üç ay, sabahları gözümü patatesli börek diye açıp uyumadan peynirli böreklerle zor vedalaşıyordum ve aldığım o yaklaşık 5 kiloyu çılgınca haketmiştim ama şimdi ben yavastan almaya karar verdim diye vücudum da benimle aynı kararı vermeye mecbur değil diye anlıyorum:)

Oğlumuz annesine inat gayet fit ve tam 240 gram
 Doktorun dediğine göre 6 gün önden gidiyor ve safra kesesi bile var

Şimdiden bir sonraki randevuyu iple çekiyorum ama bir yandan da, karnımda hissettiğim ve daha önce hissettiğim hiçbirşeye benzemeyen hafif kıpırtıların şiddetlenip, ultrason randevusu aşkımın yerini alacağını düşünüyorum.

Hadi oğlum, biraz daha güçlü aç kapa bacakları, annen eli karnında bekliyor:)

24 Kasım 2012 Cumartesi

18. hafta-isim meselesi


İsim bulma işinin kolay bir iş olduğunu hiç düşünmedim de, ben daha çok karı koca arasında hafif kararsızlıklarla sonunda tatlıya bağlanarak sonuçlanacak diye hayal etmiştim. Ama şimdiden anlıyorum ki, anneler babalar bir yana, dünyanın geri kalanının da bebeğimizin ismi ile ilgili  söyleyecekleri var. Daha doğrusu, seçeceğimiz ismin ne olmaması gerektiğini herkes çok iyi biliyor, ama herkesi mutlu edecek, yüzleri gülümsetecek o sihirli ismin ne olduğunu kimse söylemiyor. Keşke ilkokuldan beri ilerde çocuğuna ne isim koyacağına karar vermiş ve o isme sıkı sıkıya bağlı manyak kız çocuklarından olsaydım da, şimdi düşündüğümüz isimleri paylaştığımız insanların o anlamlı "hımmm" larında dimdik ayakta durabilseydim. Biraz fazla dramatize ettim sanırım durun toparlıyorum. Biz de çocuğumuza her anne-baba gibi dünyanın en muhteşem ismini vermek istiyoruz. Ama anladık ki öyle bir isim yok. Biz de bizim için en muhteşem olan ismi bulup ona sarılıcaz. Bizi affedin:)

20 Kasım 2012 Salı

17. hafta-20.11.2012

Aylardır aldığım gereksiz kilolar nedeniyle mızırdanıp duruyordum.
 Haftasonundan beri göbeğim bi küçük gelmeye başladı gözüme. Dün sabah tartıldım, geçen haftaya göre bir kilo eksik görünüyorum tartıda. 
Normalde buna çok sevinecek ben, bir hüzünlen bir hüzünlen. Akşam bir koşu gidip tereyağlı iskender yedim. 
Kabak idi, ıspanak idi nereye kadar.

18 Kasım 2012 Pazar

15&16&17. haftalar


Hamileliğe&anneliğe nasıl alışılıyor bilmiyorum.
 Hala her sabah büyüyen göbeğimi ilk kez görmüş gibi şok oluyorum, son haftalarda ortaya çıkan kalp çarpıntılarını olduğu gibi kabul etmek yerine sorgulayıp biraz da korkuyorum. 

Sivilceler biraz geçti gibi ve iştahım insani seviyelere indi. İlk üç aydaki hızımla olmasa da kilo almaya devam ediyorum tabi. Ve sürekli ama sürekli bir kıpırtı, bir hareket hissetmek için tetikte, elim karnımda bekliyorum. Bi yerlerden okuduğuma göre ilk hamilelikte anne, bebek hareketlerini gaz sancılarıyla karıştırabilirmiş. Sırf bebeğimin ilk hareketini bu şekilde atlamamak için, karnımdaki bütün hareketleri O'nun hareketleri sanıyorum bazen. Emin olmak için biraz daha zamana ihtiyacım var sanırım.

Eski kıyafetlerimin 90%'ının içine girememe durumumda beklendiği üzere bir değişiklik yok. Çok sevdiğim canım arkadaşımın düğününe bile yukardaki mürebbiye kostümümle gitmek zorunda kaldım sırf bu yüzden. Gardrobumun geri kalanıyla, başta pek sevgili kalem eteklerimle olmak üzere, hergün uzun uzun, acıklı acıklı bakışıyoruz. Gebe kıyafetleri piyasısından hala hiç hoşlanmıyorum ve inanımaz sıkıcı buluyorum. Aldığım yeni şeyleri de daha sonra giyebileceğim şekilde almaya çalışıyorum ama sonuçta birkaç penye elbise ve tayt+tunik ikilisinden başka birşey giyemez oluyorum:)

Oğlumu çok özledim. 
Sürekli ultrasona girip ne yapıyor görmek istiyorum. Evine ultrason cihazı aldığı rivayet edilen Tom Cruise ve Katie'nin o dönemde sürekli Suri'yi rahatsız ettiklerini hayal ediyorum. Tanrım, iyiki ne yapacağımızı şaşıracak kadar çok paramız yok:)

4 Kasım 2012 Pazar

14. hafta - "Oğlum"



Gebelik testinde ikinci çizgiyi beklediğim ana haksızlık etmek istemem ama 14. haftanın en mutlu en heyecanlı anı olabilir doktorumun cinsiyeti söylediği an.

 Bir oğlum olacak. 

Doktorun söylediğine göre yüzde bin ihtimalle ^.^

Oğlum iyi, biz rahatsız etmezsek uyuyor ve büyüyor. Tam 8 santimetre boyunda:)

Bense daha çılgın bir hızla büyüyorum, yaklaşık 6 kilo almış bulunuyorum an itibari ile. 

Göbeğim yukarda sizin de gördüğünüz üzere kocaman ve ömrümün göbeksiz 28 yılında da yaşadığım "giyecek hiçbir şeyim yok" problemi, koca göbeğimle bu sefer "gerçek" bir problem.


13. hafta


Funda: Aşkım kızımız mı olacak oğlumuz mu olacak sence? (Belki bininci kez)
Erman: Bebeğimiz olacak aşkım.
Funda: <3 <3 <3

12. hafta-15.10.2012

Bugün şirkette biri içtiğim çaya bakıp daha açık olmalı, su ekle dedi. Biri yanıma gelip kalk biraz yürü dedi. Ben artık yalnızca ben değilim, bir kamu malı gibiyim. Ve doğmamış çocuğum an itibari ile ana olan bütün anaların yavrusu. Arz ederim.

12. hafta-14.10.2012

Hala bebek temelli bir göbek yok ortada. Aldığım 3 kilonun pek bir açıklaması olmadığını gösteriyor bu göbeksizlik. Yüzümde isilik tipi sivilceler var ve saçlarım çılgınca dökülmeye devam ediyor. Tam 2.5 aydır. Döküle döküle biteceklerini düşünmek istemiyorum ama aklımdan da çıkaramıyorum. Sabah bulantısı yok, halsizlik yok, kusma, baş dönmesi vs gibi klasik hamilelik belirtileri yok. Sadece ne zaman yemek yesem, daha önce ömrü hayatımda hissetmediğim bir his. Yemek borum da olabilir, midemin kendisi de emin değilim. Ağrıyı, geçmişe dayalı referansım olmadığı için derecelendiremiyorum. Ağrı dememek gerek belki de, bir huzursuzluk. Erman tek derdin bu olsun diyor ama bana zaten dert olan bu değil sivilceler ve dökülen saçlarmış gibi geliyor.
...
 Dün bütün gün salonda battaniye altında kitap okudum, uyudum, tekrar uyandım, ağladım, uyudum, kitabı bitirdim, acıklı devam kitabı ile devam ettim, uyudum, uyandım ağladım.
...
Dökülen saçlara mı, sivilcelere mi, kitaptaki Frankie’ye mi ağladım bilmiyorum. Battaniyenin yumoş kokusuna bile ağlamış olabilirim. O bile o an bana yeterince acıklı geliyordu.

9. hafta-İlk Konser



Muhtemelen bebeğim pek birşey duyamadı ama bugün O’nu ilk konserine götürdüm. Goran Bregoviç’in Wedding and the Funeral orkestrası. An itibari ile yaşadığımız dünyaya daha iyi bir merhaba konseri düşünemiyorum.

bir kii ve başlıyoruz!




Tarih 21.08.2012. Adım Funda, yaşım 28. Kendimden çok sevdiğim sevgilime 10 yıldır aşığım, 3 yıldır evliyiz. Ve artık, o meşhur çift çizgi de burda, peki şimdi ne yapıyorduk?