27 Ocak 2013 Pazar

26&27. haftalar


Kocamın pijamalarını giymeye başladığım, göbek deliğimin dışarı pırtlamasına(yüzünü ekşitmekte haklısın, bana da hala çok sevimsiz geliyor:/) çok az kaldığını hissettiğim ve kocamanlığımın zirvesindeki 2. trimesterın sonundan herkese merhaba!

Görüşmeyeli meşhur şeker yükleme testini yaptırdım. Testten önceki son doktor randevumda pek sevgili doktorum bana "Çok kilo aldın, bebek de büyük, suyun da çok, sende gebelik şekerinde şüpheleniyorum." dese de ertesi günkü ölçümde alt sınırda çıkan  şeker sonuçlarımı doktorumun faxına tokat gibi çarptığımı düşünüyorum:) Kendisi de telefonda bana "Ne yapıyorsan aynen devam et" diyerek mahçubiyetini bir miktar hissettirdi. Ya da olayı anlatırken kattığım bütün duygular benim uydurmam, doktorumun bundan hiç haberi yok:)

Gördüğünüz üzere artık gerçekten kocamanım ve büyüyecek daha yaklaşık 13 haftamız var. En sonunda neye benzeyeceğim ben de korkarak ve çılgınca merak ediyorum.

Neden olduğunu bilmeden bazı geceler uyanıyorum. Artık hamile yastığı adı verilen o arkadaş(lafın gelişi değil, insan boyutunda bir yastık o) da yatakta bize eşlik ettiğinden ve ben 2 katıma çıktığımdan yatağa sığmıyor olabiliriz, ben baya dayak yiyip bunu hatırlamayarak uyanıyor olabilirim, şişmanlıkan nefessiz kalıyor olabilirim ama bazı geceler uykuma bir saat ara vermem gibi acı bir gerçeğimiz var artık. 

Ocak ayında nasıl becerdim bilmiyorum ama isilik olmayı başardım. Şirket sıcak sıcak diye söyleniyordum da, bunun başıma geleceğini açıkçası tahmin etmemiştim.

Hafiften sırt ağrıları hissetmeye başladım. Aslında sırt değilde kalçamda hamlamış kas ağrısına benzer, sanırım buna siyatik diyoruz, ağrılar bunlar. Yorgunken artıyor, dinlenince geçiyor, çekilmez durumda değil.

Braxton-hicks kasılmalarını hissetmeye başladım. Yarımla bir dakika arası rahmim kasılıyor ve karnım taş gbi sert oluyor. Ağrı, acı yok ve kısa sürdüğü için çok rahatsız etmiyor. Hatta rahmimin doğum için alıştırma yaptığını düşünmek iyi bile hissettiriyor. 

Küçük oğlum tekmelere tokatlara, karnımı acaip şekillere sokmaya devam ediyor. Her doktor randevusunda baş aşağı duran miniciğim acaba 30. haftaya yaklaştığımız şu haftalarda aniden ters poziyona geçer mi diye korkuyorum. 29. haftada bir sonraki randevumuz var, umarım bizim dayakcı yine baş aşağı duruyodur. 

Bebeğin duruşundan dolayı idrar kesemin hacminin yarım bardağa düştüğünü söylesem hiç abartmış olmam. 15 dakikalık ev-iş arası yola çıkmadan tuvalete girmemiş olursam, bütün yolu bir an önce tuvalete yetişmek için dua ederek geçiriyorum.

Erman'ı sanki hem her zamankinden daha çok sevip ve hem de daha çok üzüyorum. Gece uyanınca mızırdanıp O'nu da uyandırıyorum. Melek ve bitanecik kocam da geceleri hypnobirthing kitaplarından rahatlacı masaj teknikleri okuyup, doğum koçluğu meselesinin derinliklerine dalıyor, ben erkenden koltukta uyuyakalınca üzerimi örtüp, mutfağı toparlayıp beni kaldırıp yatırıyor, karnımı kremliyor. Ne desem nasıl teşekkür etsem az belki ama ben de oğlumuzu karnımda taşıyorum, ne yapsam yeridir diye şımarıyorum.

Daha konuşmak için erken belki ama baba olmak, en az anne olmak kadar zor sanki. Fiziksel olarak herşeyin dışında olup duygusal olarak tam içinde hissetmeye çalışmak kolay değil
Umarım bütün kadınlar hamileliklerini, onları anlamaya çalışan,destek olan ve kendilerini bu 9 ayın ve 
devamının izleyicisi değil oyuncusu olarak gören sevdiceklerinin 
yanıbaşında, huzurla geçirirler. ❤


Bu arada, +13 kiloluk bedenimi nasıl giydiriyorum merak edenleri diğer bloguma alalım.
http://fundaucal.blogspot.com/ 

13 Ocak 2013 Pazar

24&25. haftalar


6. ayı bitirip 7. aya gireceğimiz şu günlerde sabırsızlığım da tavan yapmış durumda. Geçen haftalarda, burnumda tüten ultrason randevuları sebebiyle de bir miktar depreşen sabırsızlığım dünkü romantik buluşmamızdan sonra normal seviyelere inebildi.

Fiziksel durumum: Tam olarak 12 kiloyu zavallı bedenime yüklemiş durumdayım. Ama dünkü randevuya göre artık normal seviyelerde kilo almayı becerir hale gelmişim. Nihayet:P
Bel ağrım, sırt ağrım, nefes darlığı, kramp ya da mide bulantısı/yanması gibi sıkıntılarım yok. Arada bir kalbimin artan kan hacmime cevap vermek adına omzumu sarsa sarsa attığını hissedebiliyorum. Ama doktorum bu duruma normal dediğinden beri sakin sakin geçmesini bekliyorum. 
Uyumak biraz acaip bir hal almaya başladı. Artık yan yatmam gerektiğinden, gece sağdan sola, soldan sağa dönüp duruyorum. Ama eskisi gibi çevik olmadığım için ilk manevra ile genelde kendimi sırt üstü bir kablumbağa gibi yattığım bir ara pozisyonda buluyorum. Ek bir manevrayla ancak diğer tarafa dönmeyi başarıyorum. Yani öyle haldır huldur ani hareketlere izin vermez oldu ağırlaşan bedenim. Benim de inadına yuvarlanasım, taklalar atıp seke seke koşasım var.
Yalnızsam çorabımı kendim giyip çizmemi kendim çıkarabiliyorum. Yanımda Erman varsa, O'nun yardımı olmadan yapmam birden imkansız oluyor:)

Psikolojik durumum: Hamileliği bahane edip mi bu kadar çok ağlıyorum, yoksa yıllardır içimde yaşayan domuz içinde tuttuğu bütün gözyaşlarını bu 9 ayda akıtmaya kararlı mı bilmiyorum, periyodik olarak göz yaşı döküyorum. Oğluma jean gömlek alıyorum ağlıyorum(2-4 ay için jean gömlek mi olur ya, haklıyım ama:)), Erman bulaşık makinasını boşaltıyor ağlıyorum, çamaşırlar artık dalin yumuşatıcı kokuyor ağlıyorum, jamie oliver yağmur altında su birikintileri üzerinde zıplıyor ağlıyorum, son ultrasonda minik oğlan çocuğu emmek için elini ağzına yaklaştırıyor ama ağzını bulamıyor böğüre böğüre ağlıyorum:))) 
Ah hem bu kadar mutlu hem bu kadar ağlak bu histerik ve deli hallerimi bir ara kesin çok özliycem!
 
Bebek: Artık beni ve muhtemelen Erman'la konuşmalarımızı da çok daha iyi duyuyor. Erman'ın piyano çalmasından ya çok hoşlanıyor ya nefret ediyor. Hareketler artık biraz fazlaca çoşkulu ve karnımı acaip şekillere sokacak kadar güçlü. Bugüne bugün 842 gram ağırlığında bir oğlan çocuğundan bahsediyoruz, öyle olucak tabi:) 
Geceleri uyuduğunu sanıyordum, meğer hareketler şiddetsiz diye ben hissetmiyormuşum. İki gündür geceleri uyanmaya başladım ve uyandığımda bu küçük arkadaşın dövüş sporları çalıştığına yemin edebilirim.

Şimdi müsadenizle son ultrason videosundaki o parmak emme girişimini milyonuncu kez izleyerek kendimi parçalıycam:)

Güzel haftalar!

 


6 Ocak 2013 Pazar

24. hafta-Ne Okuyorum?


1. Beşinci Mevsim. Yazar:Hande Seçkin Onat, Çizer:Umut Karaman.
Oğluma aldığım ilk kitap. Çocuk kitaplarını zaten çok seviyorum da bebek masallarına biraz çalışmam gerek. Bu kitabın asıl güzelliği çizimlerin şirketten bir arkadaşımın yapmış olması. Oğlumun adı kesinleşince isme hitaben bir imza alayım, hatıra olsun:)

2. Vahşi Hayvanlar. Erman'ın yavrusuna aldığı ilk kitap Tabi ki vahşi hayvanlar ve dokunulup muhtemelen bir zaman sonra koparılarak etrafa atılacak tüyler, kanatlar, kürklerle dolu sayfalar.

3.Bebek ve Çocuk Yemekleri. NTV yayınları. Daha gözümüzün gördüğü süt de bebek de yok ama bu vakti zamanı gelince ek gıdaya nasıl ve ne ile geçeceğimi okumama engel değil. 

4.Bebeğinizin İlk Yılında Sizi Neler Bekler? 5 numaranın ilk kitabı. Bunu yeni yeni okumaya başladım. Nasıl emzirilir, gaz çıkarılır, alt değiştirilir okuyarak öğrenilebiliyor mu beraber ilerleyen zamanlarda görücez.

5. Bebeğinizi Beklerken Sizi Neler Bekler? Nam-ı diğer What to Expect When You're Expecting. Son 3 aydır durup durup tekrar okuduğum hamileliğin ana britanicası. Her sorumun cevabı içinde yok belki ama cevabı olması gereken nerdeyse bütün soruların cevabı var. Bence hamilelikte mutlaka el altında bulunmalı.

6. HypnoBirthing, Mongan Yöntemi. Bu kitabı ilk önce Blogcu Anne'nin tavsiyesi üzerine almıştım. Baya da keyif alarak okuyordum, sonra araya diğer kitaplar girince yarım kalmıştı. Son yoga dersinde hoca mutlaka okuyun deyince tekrar aldım elime. Zaten içgüdüsel olarak olması gerektiğini düşündüğün gerçekleri, doğumun bütün normalliğini, insan vücudunun doğumu sorunsuz gerçekleştirebilecek muhteşem bir tasarım olduğunu, acısız&ağrısız doğumun mümkün olabileceğini(bu kısmı daha tam çalışmadım:P) anlatıyor. 


1 Ocak 2013 Salı

21&22&23. haftalar


23. haftanın sonuna geldik ve hala önceki iki haftanın yazısını  yazmamışım. Ayıp.
Tekmeler ben hareketliyken ya yoklar ya hissetmeyeceğim kadar düşük şiddetteler. Ama ne zaman tv karşısına geçip ayaklarımı uzatsam baya baya dayak yiyorum. Gözümde böyle dişini sıkmış, bana yumruk atan serseri bir oğlan çocuğu canlanıyor. Henüz tekme mi yumruk mu takla mı ayırt edemiyorum. 

Bir sonraki ultrason randevumuza iki hafta var. Her an doktora bir baskın yapıp kendimi ultrason cihazına bağlayabilirim. En son randevumuzda 430 gram olan oğlan çocuğu şimdi ne kadar büyüdü, sonunda yağ dokusu oluşmaya başladı mı, bir sonraki randevuda da yüzünü gösterecek mi delice merak ediyorum.

İki hafta önce bir hamilelikte beslenme seminerine katıldım. Yaklaşık 15 hamile, birkaç tane de eş. 28 haftalık hamile bir bayan vardı, 5 kilo almıştı. Ekibin kalanı 12-16 hafta arasındaydı ve çoğu kilo almak yerine kilo vermiş, alanlar da kilo olarak değil gram olarak almışlardı. 4 kilo veren, 600 gram, 400 gram alan gibi:) Benim 9 kilo aldığımı duymalarıyla bütün gözler bana çevrildi:) Hayır anlamadığım, ne zaman türk kadını hamileyken iki kişilık yeme alışkanlığını bırakıp birer Ebru Şallı olmaya karar verdi? Şaka bi yana bana sorarsanız dünyanın en kocaman insanıyım, anneme sorarsanız "sonunda" tam istediği kıvama geldim. Doktorumun haftada max yarım kilo alacaksın uyarılarını haftada bir kiloyu zorlayarak yok sayıyorum. Hamileliklerinde 20 kilo civarı alan bikaç arkadaşım var, 4 elle onlara sarılıyorum, onları seviyorum:)

Hala oda için çalışmalara başlamadık. Kıyafetler bir poşette yıkanıp ütülenmek için son zamanları bekliyorlar. Duvar kağıdı mı boya mı, park yatak mı normal yatak mı, beyaz mobilya mı ahşap rengi mi karar verebilmiş değiliz. Hatta düşünmüyoruz da. Her şeyi son iki aya bırakıyoruz, umarım pişman olmayız. Siz bu arada birşeyler önermek isterseniz buyrun anlatın lütfen.

Fotoğraftan da farkettiğiniz üzere H&M'de bu hamile pantolonu 30 liraya düşünce artık ayıp dedim aldım. Hafif bir çeşitlilik sağladı diyebilirim giydiklerime, iyi oldu:)

Geçen hafta ilk kez eşimin iş arkadaşının tavsiye ettiği bir yoga kursuna gittim. İlk ders gayet keyifliydi. Bikaç ders sonra, mesela nefes alıp verirken tansiyonumu düşürmemeyi başarabildiğim bir ara, kursla ve hamilelik yogasıyla ilgili düşüncelerimi de paylaşırım. Siz yine bu konuda tecrübelerinizi paylaşmak isterseniz lütfen buyrun.

Fotoğraftan bazı anlamlar çıkarmış olabilirsiniz. Evet Erman'a yılbaşı hediyesi almayıp göbeğime bir kurdela takarak o bütçeyi kendime harcamayı bir an düşündüm. Ama varımı yoğumu kendime harcasam hala kocaman olacağım için, hamile kadının eşi de kilo alır tezini çürütmeye niyetli, fitliğinden,malesef, ısrarla hiçbir şey kaybetmeyen sevgili kocacıma kıyamadım.

Herkese tekrar iyi seneler!