27 Mart 2013 Çarşamba

35. hafta-Çatlamak ya da çatlamamak


Bazı konularda baya anlamsız bir tavır sergiliyorum. 
Şöyle ki, hamilelik nedeniyle ilk çatlağımın oluştuğu gün aylar sürecek bir ağlama krizine girip bu durumun sorumlusu olarak kendimden başka bütün dünyayı göreceğim kaçınılmaz bir süreç başlayacak. Ama bir yandan da, şımarıklık mı, tembellik mi, kendini evrenin koruyucu ve kollayıcı kollarına bırakmak mı dersin artık, çatlak önlemek için yapılacak en temel ve basit aktiviteyi, düzenli çatlak kremi kullanmayı bir şekilde becerememiş bulunuyorum.

Aslında ben becerdiğimi sanıyordum da, beceremediğim gerçeğiyle yüzleştim geçtiğimiz hafta.

Önce şans eseri pek sevdiğim ve bayıldığım bir bloggerın hamilelik zamanlarını anlattığı bir postunda, benim 9 ayda kullandığım toplam kremin belki 9 katını bir ayda kullandığını okudum ve şok oldum. 

Bendeniz, cesur ve cengaver 35 haftalık hamile kişisi, bu zamana kadar bir tüp mustelayı bile henüz bitirememiş, büyük umutlarla aldığı zeytin sütünü belki bi hafta sürdükten sonra ürtiker sebebiyle(aslında sürmekten sıkıldığından) bırakmış, son olarak da kakao yağı sürülmeden geçirilmiş gebelik gebelik değildir baskısı altında, doğuma günler kala kimsenin kalbi kırılmasın diye kakao yağı almış bir cahilin önde gideniymişim.

Haftasonu okuduğum krem kullanma istatistiklerini biraz da abartı bulduğum imasıyla sevgili yoga arkadaşlarımla paylaştığımda, onların da aynı şekilde kremlenip yağlanıp nemlendiklerini öğrenerek ikinci bir darbe almış bulunuyorum.

O günden beri, yani son bir haftadır, kremlenme miktarımı bir miktar arttırdım. Ama duyduğum sıklık ve miktarlara benim gibi biraz fazla yağlı hissiyattan irite olan kimselerin erişmesi imkansız onu belirteyim.

Size diyeceğim o ki, ben ettim siz etmeyin.

An itibari ile çatlamamış olmamı tamamen şansa bağlıyorum.

Size de hamileliğinizin başından sonuna nemli, vıcık vıcık ve mümkünse hiç çatlaksız günler diliyorum.


Ben ne kullandım?

1. Birkaç hafta önce aldığım Bodyshop cocoa butter. Bitirebilmeme imkan yok. Belki 3 hamilelik daha yaşarsam. Benim için fazlaca yağlı, rahatsız edici. 

2. 5. aydan itibaren Mustela double action. Henüz ilk tüpü bitiremedim, ama umudum tam, bitireceğim. Yağsı değil kremsi olduğundan, benim gibiler için daha kullanışlı.

3.Zeytin Sütü. Çok çok az kullanabildim. Ürtiker olunca direk bıraktım. Yine yağ olduğu için bana göre rahatsız edici ama doğal&katkısız olduğundan da gönül rahatlığıyla kullanılabilir.



26 Mart 2013 Salı

35. hafta-Tarihe Not

İki gün önce sanırım, midem guruldadı ve ses sırtımdan geliyordu. 
Sonra, bağırsaklarımın varlığını doğrulayacak tek bir ses bir işaret yok aylardır. 
Nefes alabiliyorum ama Demir ayağını uzatıp tak tak kaburgalarıma vurabildiğine göre, ciğerlerim artık nerede ikamet etmekte hiç bilmiyorum. 
Keşke elimde şu an çekilmiş bir röntgenim olsaydı. 
Anneciiiiiimmmm! 
Ya da olmasaydı, çok korktum kendimden.

21 Mart 2013 Perşembe

32&33&34. haftalar


Titreyen göbeğimi aldım önüme son üç haftada neler oldu hatırlamaya çalışıyorum.

Daha önceki haftalardan yazmayı unuttuğum pek şahane bir yeni heyecan var aslında. 
Hıçkırıklar
 Diğer tekme tokatların yanında şiddeti pek vasat kalan bu ritmik kıpırtıların en şahane yanı bebeğin kafasının aşağıda olduğunu anlamak. 29. haftadan beri periyodik olarak hissediyorum, seviyorum.

Ya artık bir milim daha büyüsem patlayacakmışım gibi kocamanım, ya da baya uzun süre böyle idare edebilecek kadar iyiyim.
Karın derim gergin, incelmiş ve henüz çatlaksız. Ama sanki pek yakında çatlamaya da hazır.
Henüz çok belirgin bir ödem tutma sıkıntım yok. Akşamları çok yorulmuş olursam ellerim ayaklarım biraz şişiyor, sabaha geçmiş oluyor.

Geçtiğimiz üç haftada, sanırım biraz da kaşıntıların hafiflemiş olması sebebiyle, pek uykusuzluk çekmedim. Deli bir tekme savurmazsa minik tekmeci yavrum, sabaha kadar hiç uyanmadan uyuyorum.

33. haftada ilk kez gece kramp girdi, uykumdan uyandırdı. Bir daha tekrarlamadı.

Bebek odası için alışverişe başladık. Bütün o rengârenk bebek odası konseptinden hoşlanmadığımız ve çılgınca para harcayıp çok kalabalık bir oda yerine, bikaç sene sonra sıkıldığımızda gönül rahatlıyla değiştirebileceğimiz bir oda yapmak istediğimizden, az&öz parçalar almaya çalışıyoruz. Klasik bebe mavisi oda yapmayacağız diye kasarken, gri baskın bir amca odası yapma yolunda da ilerliyor olabiliriz O_o

Alışveriş kısmında karar verilmesi en zor şey bebek arabası, bulunması en zor şey ise eli yüzü düzgün bir hamile geceliğiymiş. Arabaya bi türlü karar veremedik, hatta bütün indirimleri kaçırdık(meğer şubat ayı bu piyasanın indirim ayıymış, geleceğe ve tüm insanlığa not!). Gecelik konusu da başka bir sorun. Hamile&lohusa geceliği diye satılan korkunç bir takım şeyler var evet, ama onları almak istemezseniz, önü düğmeli, hem şık hem üsturuplu, hem bu koca göbekle içine sığabileceğiniz bir tane gecelik bulmak baya zor. Gören duyan olursa, insanlık namına haber versin.

Memleketteki insanlık dışı doğum izni mağduru bir anne adayı olarak, 32. hafta sonunda çalışabilir raporu aldım ve 2 haftadır pek de bir sıkıntı olmadan çalışmaya devam ediyordum. Bu sabah işe giderken tansiyonum biraz fazla düştüğünü hissedip acile gidip tansiyonumu ölçtürdük ve 9a 5 olduğunu görüp biraz panik olduk. Hamileliğin sonlarına doğru bu kadar düşük tansiyon, özellikle kahvaltıdan sonra normalmiş. Ayakları uzatıp, tuzlu bir ayran için dinlenmek gerekliymiş. Bugün raporluydum ama yarın işe gidip bi duruma bakıcam.

Aslında daha erken ama nedense artık her an her şey olabilirmiş gibi hissetmeye başladım. Zaman zaman çok endişeliyim, zaman zaman çok iyimserim, biraz korkak biraz cesurum.
Kafam karışık, sabırsızım ama beklemeliyim. 
En iyisi düşünmeyi bırakmaya çalışıp, bi o yana bi bu yana oynayan göbeğimi izleyip, dünyanın rakipsiz bu en acaip olayını seyretmeye devam etmeliyim. 
Demir oğluma ilk ve son hamileliğim di mi bu? 
İstesem de tekrarı yok.
 Aynı bedende oynak, titrek ve heyecanlı hayatımızın son günleri bunlar.






17 Mart 2013 Pazar

Demir ❤


 "Demir"
 
Bu isim, başka hiçbir nedene ihtiyaç duymadan, sırf senin ismin olduğu için gelmiş geçmiş en muhteşem isim ve dünyanın yan yana gelmiş en şahane 5 harflik bütünü olacak.

Seni çok seviyoruz çocuğum, sen de hem bizi hem ismini çok sev işallah!



Annenin notu: 7 yıl kimya okumamla, element sembolu Fe olan(Funda+Erman) Demir'i yavruma isim diye seçmiş olmam tamamen (tatlı^^) bir tesadüf. Yoksa annemin de dediği gibi, periyodik tablodan isim mi seçilirmiş:P

11 Mart 2013 Pazartesi

32+5, Saygı Duruşu


Oğlum. 
Sen artık yavaştan bu bedenin ikimize dar olduğunun sinyallerini vermeye başladın ve ben  genişleyip kocaman olan karın derime, karnımda dimdik ve mağrur ve pek hırçın duran sana, fazladan bir ilkokul çocuğunu taşıyabilen ayak bileklerime, hala hiç mızırdanmayan belime, sırtıma saygı duruşunda bulunmamak için kendimi zor tutuyorum.
Bi de bazen senden izinsiz oyuncaklarınla oynuyorum.