26 Nisan 2013 Cuma

38-39. haftalar


40. haftaya girdiğim şu günlerde göbekle değil de, kucağımda bebekle sesleneceğimi düşündüm hep. İnsanın şu kendine olan kahrolası güveni. Benim için acemiliği, cahilliği, sürprizleri, kontrolü elde tutamamayı kabullenmenin tam zamanı!

Son bir aydır sanki herşey aynı. Göbeğin boyutu mesela. Son haftalarda uzayıp, kocamanlaşıp beni çılgınca zorlayacağını düşünüyodum. Hiç alakası yokmuş. Göbek çok büyümediğinden, tüm beden göbeğe artık iyice alıştığından, uyuyorum, yürüyorum, hayatıma böyle devam edebilecek kıvamdayım. Son ay neye benzeyeceğimi çok merak ediyordum, korkmaya gerek yokmuş, hala insan görünümündeyim:P
Bacaklarım, sırtım zaman zaman ağrıyor ama yine beni hayattan&hamilelikten soğutacak bir durum yok.Yani, benim tecrübelerime göre hamileliğin son zamanından korkmaya pek gerek yokmuş.

Ne yazsam bilemiyorum artık. Mesela ben şu satırları yazarken birden doğum başlasa filan diye düşünüyorum.  Sürekli vücudumu dinleyip bir doğum sinyali yakalamaya çalışıyorum.Bir insanın varoluşu ve hamilelik süreci ile ilgili bir sürü bilimsel gerçek olmasına rağmen, doğumu tam olarak neyin başlattığını bilmiyor oluşumuza acaip canım sıkılıyor:)

*Tahtadaki sürreal çalışma Erman'a ait, bence anlamaya çalışmayalım, sabırsız bir babanın çaresizliği olarak kabul edip, bağrımıza basalım:P


14 Nisan 2013 Pazar

38. hafta-özledim



Suratımı kırıştıra kırıştıra yüzüstü uyumayı
Korkmadan hoplayıp zıplamayı
Masaya yarım metre boşluk bırakmak zorunda kalmadan yanaşmayı
Koşmayı, koşmayı, koşmayı
Dışarda korkusuz salata yemeyi
Pantolonumun düğmesini iliklemeyi
Uyurken bir manevrayla diğer tarafa dönebilmeyi
Saatlerce çişimi tutabilmeyi^.^
Düz karnımı
Yemek yerken ağzımı ıskaladıklarımın göbeğim yerine yere düşmesini
Çömelince tekrar bir çırpıda ayaklanabilmeyi
Yataktan desteksiz kalkabilmeyi
Çorabımı giymeyi, ayakkabımı bağlayabilmeyi
Yüzüstü uyumayı (evet 2. kez)
Kendi bedenimde sadece kendi canımın sorumluluğunu taşımayı
çok fena özledim.

11 Nisan 2013 Perşembe

35&36&37. haftalar



Son düzlük mü son tümsek mi artık ne demek isterseniz tam olarak o noktadayız sanıyorum.
Beni gören bütün kamu ahalisi telaşla gözlerini açıp ve yüksek ihtimalle bir anlığına oracıkta doğurduğumu hayal ettiğinden pek ortalarda dolaşmıyorum.
10 gündür evdeyim ve zamanımın çoğunu uyuyarak, elimdeki kitaptaki “doğum nasıl gerçekleşir?” bölümünü 50. kez okuyarak ve psikolojimde sıfır değişiklik kaydederek geçiriyorum.

Fiziksel olarak ne durumdayım?
Kocamanım. Yemeklerden sonra tansiyonum düşük. Ödem&çatlak henüz yok. Ama çok ayakta durursam, yorulursam ayaklarım biraz şişiyor. Sırt&bel ağrısı yok. Arada bir bacaklarımı çok yorgun ve halsiz hissediyorum.

Ne hissediyorum?
Dengesiz bir ruh hali. Ya bu koca göbekle yaşamışım gibi yıllardır, böyle yaşar gider modundayım. Ya bir an önce doğurup kendi bebeğimin poposunu umarsızca&çekinmeden ve kimseden izin almadan vakumlamak istiyorum. Ya çok cesurum, pırt diye doğar diyorum, ya düşündükçe korkudan tansiyonum düşüyor. Herhangi bir orijinallik yok yani, sıradan bir gebeyim.
Bir zamanlar 30. haftayı bekliyordum heyecanla, 37. hafta bitti. Hamileliğin ilk zamanlarını nerdeyse hiç hatırlamıyorum. Doğumdan sonra da hamileliğe dair bütün hatıralarımı sileceğim muhtemelen. İyi ki kişisel tarihimi dönüp hatırlabileceğim bu blogu yazmaya başlamışım.

Erman nasıl?
Sınırsız anlayış, destek, sevgi, ilgi sağlaması sebebiyle zaman zaman gözümü korkutuyor. Bir an gelecek “yoruldum benden bu kadar” diye yığılıp kalacak diye tırsıyorum. O’nsuz zaten olmazdı da, düşünüyorum düşünüyorum gerçekten olmazmış

Demir nasıl?
Hamileliğin sonuna doğru, su azalır, bebek büyür, bebeğin hareketleri de yavaşlar diye bana anlatılan ne varsa hepsinin aksine, çılgın tekme ve tokatlarla durmaksızın sağlı sollu hırpalanıyorum. Hatta bir akşam durmaksızın 3 saat sürdü ve ağladım. Sonra ne saçmalıyorum diye düşündüm, sustum, uyudum.
Ultrason sonuçlarına göre keyfi yerinde, sürekli dili dışarıda, parmak ya da elinin tamamı ağzının içinde, aç bir bebek profili çiziyor.

Bu son hamile yazım mı olur, bu erken doğum beklentileri bana kapak olur, 40 haftayı aşar mıyız bilinmez.

Ben şimdi adet yerini bulsun diye biraz erik yicem, siz iyi dileklerinizi bizden esirgemeyin lütfen.


2 Nisan 2013 Salı

36. hafta-mutlu ev hanımı


Yeni haftaya evde başladım. Doğum iznini, mutfaktaki kavonozları elden geçirmek, kalan kışlıkları ortadan kaldırmak, yarım kalan kitapları okuyup, ütüleri bitirmek için fırsat gören bünye bir erken doğuma sebebiyet verir mi pek emin olamıyorum. Aslında dün düzensiz ama sık gelen kasılmalarla biraz gerilip, hastane çantasını toparlamaya yeltendik ama, sonra bakalım dinlenince geçiyor mu diye ben biraz uzandım. Sonra uyuyakalmışım. Sabah uyandığımda hala doğurmamıştım:)
...
Demir'cim, elleri gamzeli canım oğlum, annecik dinlenişe yeni geçti, hastane çantasını toparlaması gerekiyor, bebek şekerlerini hazırlaması gerekiyor, biraz da evde bu güzel havalarda keyif yapmak istiyor. Tabi ne zaman istersen gel ama ben bir durum raporu vereyim istedim.

Öperim ağzını.