14 Mart 2015 Cumartesi

22.5


Oğlum. Arkadaşım. Demir. 
 22 buçuk aylık oldun. Oğlum git dolaptan bir tane bez getir deyince bezini getiren, ben bulaşık makinasını boşaltırken tencere kapaklarını doğru dolaba plastik kapları doğru dolaba götüren, her akşam uyumadan önce aynı kitapları önce bana sonra babasına okutan, bana küstüğünde bile teselliyi benim kucağımda arayan gözümün nuru büyüdün.
 22 ay dediğin nerdeyse 24 ay demek. 2 yaş zaten bütün dillerde artık kesinkes bebek değil, çocuk demek. Tek parça tulumlar giydirip bacakları koltuktan aşağı sarkan küçük adamı emzirmeye devam ederek bebek kalmasını sağlayamayacağımı kabul etmem gerek. O kadar zor ki.Hem artık bu tek kelimelik muhabbetlerimizin cümlelere terfi etmesini istiyorum hem de sadece benim bu kadar iyi anladığım bu dilde konuşmaya devam etmeni. Hem meme meme diye diye yemek yemediğin için sana acaip kızıp hem de memeden kesmeden önceki son emzirmenin hüznünü filan hayal edip ağlamaklı oluyorum. Bazen durup dururken kollarını açıp boynuma sarılıyosun, elim acıdı filan deyince gelip cici cici yapıp öpüyosun, öğlen uykusundan uyandıktan sonra mutlaka battaniyene sarılıp bulut yastığınla salonda koltukta biraz çizgi film keyfi yapmak istiyosun, sabahları uyanıp bırt bırt sesleri çıkararak tuvalete gitmek istiyorsun. Boyaları, kitapları ve en çok tekerlekli her şeyi çok çok seviyorsun. Bu zamanlarında sürekli etrafında 2 yaş krizi denen bişeyden bahseden insanlar var. Erken iki yaş krizi, bitmeyen iki yaş krizi, niye ağlıyo iki yaş krizi mi, ah iki yaş krizi çok zor filan gibi. Bazen beni çok zorladığın doğru. Mesela evde okul okul diye tutturup seni okula götürdüğümde kapıdan girmemek için diretip ağladığında. Ama keç kere oldu sadece bir kere. Ya da kavanoz çekmecesini açma dememe rağmen inatla açıp köri kavanozunu döküp bütün evi günlerce köri kokutman gibi. Şimdi suç sende mi iki yaş krizinde mi o kavanozu ağzı tam kapalı bırakmayan bende mi? O an biraz kızmış olabilirim ama aslında çocuğum keşfetmeyi seven çevresine ilgi duyan bir çocuk diye alnından öpmeliydim belki seni. Her neyse sonuç olarak bir kriz filan atlattığını düşünmüyorum. Bunun adı iki yaş kriziyse inan 30 yaş krizi diye de bişi var ve kapris&trip sıklığına bakılırsa benim yaşadığım(ve yaşattığım)  seninkinden daha ağır. Büyüyorsun, değişiyorsun ne olması gerekiyorsa onu yaşıyorsun.Seninle büyümek, seninle yaşamak ve bir hayatı paylaşmak muhteşem. Seni tam da bu halinle, hala kucaklanabilir bu boyutunla, çarpık çurpuk konuşmanla, bebek olmamana rağmen devam eden süt kokunla, tek el havada o oturup kalkmalı dansınla ve diğer bütün her şeyinle aşırı aşırı ama aşırı seviyorum.
Bana "annem" deyip kalbimi eriten, burnumu titretenimsin.
Öpücükler ense köküne, sağ elinin işaret parmağının boğumdaki bene ve uykuda kapanmış kepenk kirpikli gözlerine geliyor bu akşam.
Hadi mucuk:*

6 yorum:

  1. Yazınızı görünce pek sevindim, böyle uzun blog yazıları görmeyeli baya oldu, ıssızlaştı buralar..Biliyor musunuz konuyla hiç alakam yok ama öyle güzel anlatıyorsunuz ki satır atlamadan okuyorum..Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Bahar yeli esiyor her kelimenizde..
    sanırım 'a n n e'nin baharı bebeğiyle doğuyor.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Bebişlerimiz adaş ne guzel:) ayrıca benimki 20 gün sonra iki yaşını bitiriyor. Yakınlar da yani. O yüzden herşey çok tanıdık. Dışardan okumak da zevkli...

    YanıtlaSil
  5. aşkım benim, süpürge kirpiklim (yada kepenk ne fark ederki)<3
    annen böyle hisli hisli anlattıkca benim sana olan özlemim, kızımın gözlerimin önünde büyüyor oluşu ve buna müdahale edemeyişime olan kızgınlıgım, zamana olan öfkem artıyo:(
    Niye o bogumlarınız bu kadar lezzetli, neden o ense kokleriniz ısrarla süt kokmaya devam ediyo ve söyler misin Demir'im Erman bu kadar güzel kek yapmayı nerden ögrendi :P
    Seviyorum seni güzel oglan ve onun güzel kalpli harbi anası<3

    YanıtlaSil
  6. Maşallah Demir'e...Sanırım artık 2 yaşındadır.Nice güzle yaşları olsun...

    YanıtlaSil