Koca ayaklımın 9. ayı. Ayak üstü tontikliği sebebiyle kar kış demeden bir çift ayakkabı giyemediği bir ayı daha geride bıraktı. 9 ay boyunca ayakları çıplak bulduğum tek bir an bile öpücüksüz bırakmadım sanıyorum. Bu ayakların yıllar sonra 45 numara kıllık bir erkek ayağı olacağı gerçeği...... bızzzttttttt sustum.
Bu ay Demir yere paralel durmaya tahammül edemeyen, uykudan bayılmak üzere bile olsa yatırıldığında jet hızıyla ve öfkeyle oturur pozisyona geçen bir ruh halindeydi. Yatırdığım gibi uyuyan bebek artık kendi etrafında 360 derece dönerek ilk pozisyonuna gelmeden uykuya dalmaz oldu. Gecenin bir yarısı gözlerini cin gibi açmış tavanı seyrederken, uykunun arasında kahkahalarla gülerken, ya da O'na sırtımı döndüğümde gözleri kapalı kollarını uzatıp beni kendine çevirmeye çalışırken de görüldü bu bir ay boyunca.
Yemek işinde çok yol aldık desem yalan olur. Sabahları biraz yumurta yemeye basladı. Ekmek, poğaça, bisküvi ve kuru incir kemireyi seviyor. Biraz yoğurt biraz meyve takılıp gidiyoruz. Haşlayıp önüne koyduğum brokoli&karnıbahar ikilisinden nefret etti desem abartmış sayılmam. Patatesi ilk kez annemin yaptığı poğaçanın içinde yedi. Henüz sebze çorbasında siftahımız yok.
Çıkçıkıçıkıçıkçık diye müzik yapınca sağa sola kafa sallayıp gülümsemeye başlıyor. Bazen öyle şiddetle sallanıyor ki kafasını ellerimle sabitleyip durduruyorum. Arabaya binip oto koltuğuna kurulunca etrafı izlemekten yüzüme bakmaz oluyor, kuşları, hareket halindeki arabaları izlemeye bayılıyor.
Emeklemiyor ama Kara Murat çocuğum yuvaranarak istediği yere gidebiliyor. Bir de otururken poposunun üzerinde zıplayarak alternatif bir yer değiştirme yolu arıyor şu aralar. Pek başarılı olamadı. Daha çok yaylanıp yaylanıp kafa üzeri çakılıyor:/
Mis gibi kokuyor, kaymak gibi dokunuyor, gülünce iki fare dişiyle kalbimi eritiyor.
Yani olaylar 9 aydır hep aynı mutlu sonla bitiyor.
❤