19 Ekim 2013 Cumartesi

iyi ki❤


Her şeyi unuttuğum gibi olayların nasıl başladığını da unuttum. Eşimle sevgili olduğumuz üniversite yıllarında bile çocuk istemediğimi çok iyi hatırlıyorum da ibre ne zaman diğer tarafa döndü çok emin değilim. Bir çocuk sahibi olmak dünyanın en bencilce işiydi. Bir canlıya kendi fikrini sormadan hayat verme işine ortak olmak tamamen saçmalık, hatta bir ölümlüyü dünyaya getirip böyle rezil bir memlekette başına ne geleceğini bilmeden yaşamak, yaşatmak deliliğin de ötesindeydi. Bu düşüncelerim aslında hiç değişmedi. 
Ama sanıyorum 25 yaşımda bir acayiplikler oldu bana. Halk arasında “hormonlarım beni ele geçirdi” olarak bilinen, ele geçiren şeyin hormon olup olmadığından emin olmadığım o olayı yaşadım. Zaten bebekleri seven bünyem, bütün bebekleri birer sanat eseri ve sonsuz bir mutluluk kaynağı gibi görmeye başladı. İnsanların bebekleri güzel bebek çirkin bebek huysuz bebek mutlu bebek diye ayırmalarını anlayamayacak, çılgınca bütün bebek milletini kucaklayan bir ruh hali. Erman’ı pikeye sarıp kundaklayışım, şirkete bebeklerini getiren insanların peşinden ayrılmayarak illallah ettirişimle olay klinik bir vaka boyutuna ulaştı. Ve yazının başında anlattığım bütün o rasyonel düşünce güruhuna kulağımı tıkadım. 
Sanıyorum DNAmıza insan türünün soyu tükenmesin diye hayatımızın bir döneminde devreye giren bir üreme arzusu kodlanmış. Yoksa bu mantık dışı eylemi bundan çok önce bırakmış ve yeryüzünden silinmiş olurduk. 
Bebek poposu sevmek uğruna, kendi bedeninde bir başka canlıyı büyütüp, dış dünyada yaşar hale getirip, davul gibi şişip, onu en olmadık yerimizden çıkarıp, sonra da bütün bu acayipliklerden çılgınca zevk almak da nesi allah aşkına?

7 yorum:

  1. Yalnız Demir ayyyyynı anne olmuş! (Babasının fotosunu görmedim tabii ama, annesine çok benzemiş) Maşallah çok tatlı bişey :) Daha sık yazmalı annesi amaa...

    YanıtlaSil
  2. ahhh ben 25 yaşımda evlenmenin bile ne kadar manasız olduğunu düşünürken ondan 2 sene sonra kendimi nikah masasında bulduğumda, yanımdaki adamı gerçekten çok sevmesem vazgeçebilirdim :) şimdi yaş 30 ve çook uzun düşündükten sonra artık çocuk yapmaya karar verdiğimizde ilk 1 yıl hemen olmaması, bizde bir paniğe bir telaşa sebep oldu, sanırsın çocuk için evlenmişiz.. başka konumuz yoktu evde... şuan 34 haftalık hamileyim ve daha yüzünü görmediğimiz oğlumuz hayatımızın merkezine oturdu bile, daha o doğmadan geleceği için endişelenmeye başladık, o daha doğmadan her şeyden çok sevmeye başladık... şuan ara ara bağımsızlığı özleyeceğimi düşünsem de içimde dönüp duran bu bebeği hissettikçe binlerce şükürler ediyorum :) anladım ki bu olmadan önce çılgınca, olduktan sonra ise mucizevi bir şey :)

    YanıtlaSil
  3. Duygularıma tercüman olmuşsun. Tam da böyle düşünüyorum ben, henüz anne olmamışken, isteyip isteyip vazgeçiyorum.
    Dünyanın en bencilce şeyi gerçekten, kendini çoğaltma isteği ama bu güdü yaratılıştan geliyor, bu da kesin.
    Demir gittikçe babaya benziyor :)
    Mutluluğunuz daim olsun.

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel yazmıssın yine, olduğu gibi, ne abartmışsın ne süslemişsin, en çok bu yazın dilini seviyorum. Bir de zorluklar karsısında hiç pes etmeyen biri olduğunu çıkardım hep okuduklarımdan, bravo diyorum :)

    YanıtlaSil
  5. aahahaahaha ofiste sesli sesli güldüm! ama neyseki etrafımdakiler benim bu hallerime alışkın da kimse dönüp bi noluyo yine neye gülüyosun demedi:))
    DNAlarımız önceden kodlanmış mı, yoksa biz zaten ana olmak icin dünyaya gelmişiz de bunu cok gec mi farketmişiz onu bilmiyorum:) Bildigim ve şu an deli gibi arzuladıgım tek şey, pardon iki şey: bebek poposu ve etrafa saçılan süt kokusu <3
    ps: Demir bile şaşkın bu işe, saçlarıyla tepkisini ortaya koymuş aslanım, kaymaklım benim <3333

    YanıtlaSil
  6. Bir anne düşüncelerini bu kadar mı net ve tatlı bir şekilde ortaya koyar. Tek kelime ile yazılarına hayran bir şekilde, bir gülüp bir ağlıyorum. Minikkuş' un saç mevzusunda kopmadım desem yalan olur. Harikasınız.

    YanıtlaSil