8 Nisan 2014 Salı

10-11. aylar



Bu ayları nasıl yazmam ya. Her gün yazacak bir sürü yeni şey oluyor. En son nerde kalmıştık?
Demir hala klasik emekleme hareketine mesafeli ama sürünerek bütün evi çok hızlı bir şekilde gezebiliyor. Otururken ayağa kalkıyor, ayaktayken çömelip hoop tekrar ayağa kalkıyor. Yatağın kenarından, koltuktan tutup yürüyor. Şahane dansediyor. Üstten aynı anda çıkmaya çalışan yeni 4 dişiyle birlikte artık çok daha ıslak ve aşırı güzel gülüyor. Pilav, börek, mücver, köfte eline verilebilecek, kendisinin yiyebileceği her şeyi yiyor ya da en azından tadına bakıyor. Kaşıkla beslenmekten sadece söz konusu besin yoğurtsa hoşlanıyor. Renkli toplara bayılıyor. Top havuzunun içinde kendinden geçip, her bir topun önce tadına bakıp sonra da özellikle ve kasten o topu halıya değil parkeye atıyor. Çıkan sesi dinleyip, hemen yenisinin tadına bakıp onu da atıyor(Sevgili alt komşum, özür dilerim). Mama, baba, gelgel, meme diyor. Babacık nerde diye sorunca kapıya bakıyor. Erman sabah giderken ağlıyor, akşam kapıda görünce çılgınca O'na ulaşmak için çırpınıyor(anneci olmuyo muydu bu erkek çocukları allah aşkına?). Artık salıncaktan o sıkılmadan alırsak atar yapıyor. Hani şu kucakta istemediği bişi olunca balık gibi çırpınan çocuklar var ya, o tarz gözümü korkutan bir takım hareketler sergiliyor. Hala süt ötesi kokuyor. Uykudan uyanınca emziğin altından bana gülümsemesi hayatımın en muhteşem anı hala. Ve yine hala bizimle yatıyor. Sabah uyandığımda ılık poaça aykları ya boynumda, ya yüzümde oluyor. Çekmeceleri açıyor, sonra parmakları içerde unutup kapatıyor. Ağlıyor hemen unutup oyuna devam ediyor. Parmak şıklatmaya çalışıyor. güneşe ve ışığa bakarken gözünü kısıyor ve çok tatlı oluyor. 
Zaman elimden akıp, gidiyor gibi hissediyorum. 
Minik bebeğim, karnımda büyüttüğüm bir lokmalık küçük oğlum büyüdü ve bir ay sonra bir yaşını bitiriyor. 
Bu çok acaip bir duygu. Yazdığım hiçbir satırın o duygunun anlamını veremeyecek olduğunu bildiğim halde, yine de çabalayıp anlatmaya çalışmak istediğim, ömrümün en biricik ve yegane, en şiddetinden korkutan ve kusursuz duygusu. 
Safi mutluluk. 
Saf, pür-i pak bir mutluluk.
Küçük sevgilimin bana ömürlük hediyesi.

5 yorum:

  1. en güzel zamanları.. ilk kelimeler, ilk adımlar.. yanaklarda bal.. daha ne olsun..

    YanıtlaSil
  2. Ama sizin yazılarınız beni hep ağlatıyor :(( şuan 34 haftalık gebe olmamın da etkisi büyük olabilir tabii :)) demire hamileliğinizin başından sonuna ve doğduktan sonraki yazılarınızı defalarca okudum çok güzel bir anlatımınız var :) minik adamın şimdiden doğum günü kutlu olsun hep böyle tatlı kalsın :))

    YanıtlaSil
  3. Her ani çok heyecanlı iken bi de yaşına gircek ya te allammm ya bi yavaş yaaa desek de yavaşlasa an! Olmuo işte :) ama çok ilginç , olmaması da güzel top yekun güzel bu pacozlar

    YanıtlaSil
  4. Ben bu yazıyı nasıl olur da atlarım! çekmecelere sıkışacak kadar ince olmadığını düşündüğüm o parmaklara kıyamam. Bir çocuğun istediği yapılmayınca girdiği şekli daha başka kimse bu kadar güzel anlatamaz galiba. Ve en kısa zamanda bu dansçıyı canlı görmek istiyorum!

    YanıtlaSil
  5. oğlum 7 buçuk aylık,yazınızı okuyup bir kaç ay sonra bizim de böyle şeyler yaşayacağımızı düşününce kalbim pır pır ediyor,inanamıyorum:)muhteşem zamanlar....çabucak geçmese keşke...sevgiler:)

    YanıtlaSil