Demir bu aralar çocuk olmak dışında hiçbir şey olmaya
yanaşmıyor.
-Oğlum çok tatlısın.
-Hayıv ben çocukum anne.
-Oğlum şimdi ben uçağı süren pilot olayım, sen de kuleden
iniş izni veren abi ol tamam mı?
-Hayıv anne olmas, çocukum ben.
-Oğlum sen benim küçük kuzum, cikcik sarı civcivim, minik
yunus balığımsın.
-Hayıv men annenin çocukuyum.
Demir böyle çocukluğuna çılgınca sahip çıktıkça benim de O’nun
çocuk kollarına sarılıp saklanasım geliyor. Hayatın bütün çirkinliklerinden,
bombalardan, tecavüzlerden, öfkeden, şiddetten, yalandan, dolandan kaçıp
yüzümü, bedenimi, tüm hücrelerimi, hücrelerim çekirdeklerini, tüm kıymetli
elementlerimi Demir’e çevirmek istiyorum. Çocuğumun bana sokulması, sığınması
gerek gibi di mi? Kim ne yaptığını biliyor, kim güçlü hissediyorsa sığınak o
oluyor. Böyle hissederken hem utançla kendi suratıma bir tane patlatmak
istiyorum, hem de böyle bir kurtarıcım olduğu için sevinçten şükredip mutluluk
gözyaşları dökmek istiyorum.
Demir’im. Sen Demir’sin. En sevdiğim element, ruhumun güneşisin.
Hayatımın değişmeyecek tek gerçeğisin, çocuğumsun.
Çocukumsun bitanem.
Maşallah. Bayıldım muhabbetinize. Şu zor günlerde en çok ihtiyacımız olan şey onların masumiyetleri, saflığı galiba. Keşke insanlık o masumiyete bürünebilse...
YanıtlaSilSevgiyle kalın.
Ah ben ağlamayım da kim ağlasın şu son cümleye :'(
YanıtlaSilMesela benim de, o "Hayıv" derken suratının ortasına patlatasım gelirdi:) Çünkü o pofidik surat ve kabarık yanaklar bunu söylüyo <3
özlediğim çocuk! ve onun çocuk kalpli anası <3
Şu tatlış tatmış bilmiş konuşmaları yok mu...tam ısırmalı oluyorlar
YanıtlaSilKristal çocuklar onlar dünyayı kurtaracaklar...sevgiler
YanıtlaSil